
Mario Levi adını çok duyduğum ancak bir türlü okumaya fırsat bulamadığım bir yazar. Seneler evvel İstanbul Tüyap Kitap Fuarı'ında imzalatma şansı bulduğum hikaye kitabı, "Bir Şehre Gidememek" pazar kahvaltısı için ailece gittiğimiz yerde kaybolunca, uzun bir süre ertelendi tanışmamız. Benim okumalarımın azalması hatta bazen sıfırlanması bu süreyi elbette daha da uzattı.
Neyse gelelim Yanlış Tercihler Mahallesi'ne. Düşüncelerine değer verdiğim pek çok okur tarafından övülen ve sevilen bir yazar olduğu için, Mario Levi ile bu kitap saysinde tanışmamı "yanlış tercih" olarak değerledirmek istiyorum. Beklentinin eldekini tutmaması çok acı verici olabiliyor. Kitap elde uzun bir süre sürünebiliyor. Yanlış Tercihler Mahallesi'de öyle oldu benim için. Çok uzun bir süre süründü durdu...
Kitap roman olarak geçiyor ancak hikaye kitabı olarak şekillenmiş. Roman diye sunulması en sonunda tüm karakterlerin ya da olayların kesişeceği bir an olması gerektiğini düşündürdü bana ama tüm kitap boyunca "hikaye" olarak vurgulanan yaşanmışlıkarın tek ortak noktası aynı mahallede geçmiş olmaları ve aynı anlatıcının anlatıyor olması. Arka kapakta yazıyor zaten hayli fazla karakter ile tanışaacağımız. Bu karakterler birbirinin öyküsünde kesişmiyorsa neden bir romanda bir araya geldiler bilmiyorum.
Yaşadıklarımdan ve okuduklarımdan öğrendiğim bir şey var. Sunum en az ürün kadar önemli bir detay. İsmi aynı olsaydı da öykü kitabı olsaydı bu kitap, öyküler üzerine daha etraflı düşünürdüm. Öyküler heba olmazdı. Müthiş bir emek, harikulade bir hayal gücü var bu kitapta görmek zor değil. Levi'nin kalemi de itmedi beni, farklı şartlar altında çok daha iyi anlaşabilirdik diye düşünüyorum bu nedenle. Gel gör ki kitabın ikinci yarısına gelene kadar bu hikayelerin asla çakışmayacağı aklımın ucundan geçmedi. Kişiler olaylara çakışmayacaksa bile aynı mahalle, aynı anlatıcı ve hüzünlü arkplan haricinde bir ortaklıkları olacağına, MArio Levi'ni beni şaşırtacağına inandım ikinci yarı itibariyle. Olmadı... Beklentilerim bi yanda sürüp giderken hikayelere salt hikaye gözüyle bakamadığım için, heba olduğunu düşünüyorum bunca kurgunun, karakterin bu kitap formuyla.
Kitabın anlatımında deneysel bir yol izlenmiş. Bir hikyaeci hikaye anlatıcısının hikaye anlatışını anlatıyor. Başta çok yadırgasam da zamanla alıştım hikaye sonunda anlatıcının ve anlatıcıyı anlatan anlatıcının araya girmesine. Yine de okurla konuşmaya çalışan anlatımların içine girmekte zorlandığım için kitabı benimseyemedim, sadece alıştım.
Umarım Mario Levi'nin diğer kitaplarında bu yaşadığım hayal kırıklıklığının izleri silinir.
Yanlış tercihler yapmadığınız hikayeleriniz olsun.