Artık bir birliğimiz var. Bir ismimiz yok, birçok ismimiz var. Hayalciler... Sıfırlar... Varolmayanlar... Yoklar... Yarım yamalaklar... Hayalperestler... Olmayanlar... Hiçler... -Doğu Yücel (Var0lmayanlar)

11 Mayıs 2015 Pazartesi

Godot Bugün Gelmedi Ama Yarın Kesin Gelecek

Mutlu olmak için, diyete başlamak için, dinlenmek için, başarıya ulaşmak için bekliyoruz. Neyi? Godot'yu. Gelecek mi? Gelirim dedi. Kahrolası bir umut Godot. Tüm amaçlar. Tüm beklenenler. Hepsi Godot'ya çıkıyor. Umudun bittiği yerde yaşamın biteceğinin bilinciyle  korkarak bekleriz Godot'yu. Çünkü onun gelişi "son an"dır. 
"Bazen o son anın geldiğini hissederim, her şeye rağmen. O zaman iyice tuhaflaşırım. Nasıl diyeyim? Hem ferahlarım hem de... Korkuya kapılırım. KOR-KU-YA"
Godot'yu beklemek nedensiz bir eylemdir.  Bir amacı var gibi görünür ama amaç sadece beklemektir. Godot bugün gelmemiş olabilir ama yarın kesin gelecektir. Beklemek zamansız bir eylemdir nasıl olsa. Bir gün gelecektir.

Beklemeye devam edin.
Zaten bir yere gidemezsiniz.
Neden mi?
E Godot'yu bekliyorsunuz ya...
"Şu uğursuz zaman hikayelerinizle bana yeteri kadar işkence yapmadınız mı? Anlamsız bir şey bu! Ne zaman! Ne zaman! Günün birinde! Yetmez mi işte! Başka günlerden farksız bir gün dilsiz oldu, günün birinde ben kör oldum. Günün birinde sağır olacağız. Günün birinde doğduk, günün birinde öleceğiz. Aynı gün, aynı an, size yetmiyor mu bu kadarını bilmek? Bir ayağımız çukurda dünyaya getirirler bizi, güneş bir an parıldar, sonra yeniden gecedir."


Kitap adı:Godot'yu Beklerken
Orijinal adı: En Attandent Godot
Yazar: Samuel Beckett
Çeviri: Uğur Ün, Tarık Günersel
Yayınevi: Kabalcı Yayıncılık
Sayfa: 124
Tür: Tiyatro 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder